Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'ndan (EĞİTİMSEN) sözleşmeli öğretmen ataması ve gündemdeki eğitim sorunları hakkında açıklama yapıldı.EĞİTİMSEN'den yapılan açıklamada,eğitimde sözleşmeli ve güvencesiz istihdamdan vazgeçilmeli ve 20 bin değil, ihtiyaç kadar öğretmen ataması yapılmalıdır denildi.Açıklamanın devamında:
"Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından
“20 bin 127 sözleşmeli öğretmen ataması” ile ilgili atama takvimi ve
kontenjanlar açıklanmıştır. MEB verilerine göre 100 binin üzerinde
öğretmen açığı bulunmasına rağmen, sözleşmeli olarak ataması planlanan
20 bin öğretmenin mevcut açıkları kapatmak açısından son derece yetersiz
olduğu açıktır.
Yıllardır kamu istihdamında, özellikle
eğitimde güvencesiz, esnek ve performansa dayalı istihdam politikalarını
hayata geçirmek isteyen hükümet, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında
eğitimde “sözleşmeli istihdam” uygulamasını başlatmıştır. Ekim 2016’da
yapılan ve sınava giren öğretmenlere sorulan tartışmalı sorular
üzerinden 18 bin 506 “sözleşmeli öğretmen” güvencesiz olarak istihdam
edilmiştir.
Eğitimde daha önce 2007-2011 yılları
arasında başvurulan sözleşmeli öğretmenlik uygulaması eğitim-öğretim
ortamında ve eğitimin niteliğinde bozulmaya neden olmuş, eğitim
emekçileri arasında statü farkı oluşmuş ve ekonomik ve sosyal hak
kayıpları yaşanmıştır. MEB’in darbe fırsatçılığı yaparak sözleşmeli
öğretmenliği adım adım temel istihdam biçimi haline getirmek istendiği
görülmektedir.
15 Yılda KPSS’ye Giren Her 100 Öğretmenden Sadece 18’i Atanabilmiştir!
2003-2016 yılları arasında KPSS’ye giren
ve ataması yapılan öğretmen sayısına bakıldığında, bugün neden “ataması
yapılmayan öğretmenler sorunu” olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.
Geçtiğimiz yıllar içinde her yıl KPSS sınavına girenlerin küçük bir
kısmı atanırken, büyük bölümü ataması yapılmayan öğretmenler ordusunun
daimi üyesi haline gelmiştir.
KPSS’YE GİREN VE ATAMASI YAPILAN ÖĞRETMEN SAYILARI VE ORANI
Yıllar |
KPSS’ye giren işsiz öğretmen sayısı | Ataması Yapılan Öğretmen Sayısı |
Atanma Oranı (%) |
2003 | 127.973 | 22.814 | 17,82 |
2004 | 182.160 | 19.029 | 10,45 |
2005 | 173.328 | 20.777 | 11,99 |
2006 | 201.877 | 50.877 | 25,20 |
2007 | 205.101 | 45.420 | 22,15 |
2008 | 237.123 | 40.709 | 17,17 |
2009 | 243.569 | 30.216 | 12,41 |
2010 | 234.392 | 40.922 | 17,46 |
2011 | 229.767 | 39.945 | 17,39 |
2012 | 299.709 | 56.106 | 18,72 |
2013 | 252.741 | 41.579 | 16,45 |
2014 | 209.748 | 50.990 | 24,31 |
2015 | 283.565 | 52.736 | 18,60 |
2016 | 311.704 | 49.015 | 15,72 |
TOPLAM | 561.135 | 17.58 |
2003-2016 yılları arasında KPSS’ye giren her 100 öğretmenden ortalama 18’inin ataması yapılmış, geriye kalan 82
işsiz öğretmen ya tekrar sınava girmek ya da başka alanlarda çalışmak
zorunda bırakılmıştır. Ataması yapılmayan öğretmenlerin zorunlu olarak
meslekleri dışında işler yapmaya zorlanması ve meslekleri ile ilgisi
olmayan alanlarda çalışmak zorunda bırakılması Türkiye için utanç
vericidir.
MEB “Sözlü Sınav” Uygulaması Büyük Sorunlar Yaratacaktır!
Geçtiğimiz Ekim ayında yapılan
sözleşmeli öğretmenlik sınavında sorulan sorular üzerinden ortaya atılan
iddialar, sözlü sınav uygulamasının hükümet tarafından siyasi
kadrolaşma amacıyla kullanıldığını göstermiştir. Öğretmen atamalarında
sözlü sınavda ısrar edilmesi, öğretmen istihdamının açık bir şekilde
“politik güvencesizleştirmeye” dönüşeceğini, AKP’ye eleştirel ve muhalif
yaklaşan öğretmenlerin elenebileceğini, öğretmenin öğrencisini değil,
hükümetin istek ve beklentileri doğrultusunda çalışmaya zorlanacağını
göstermektedir.
Türkiye’de sözlü sınava dayalı tüm
uygulamaların “siyasal kadrolaşma”nın önünü açarak sayısız haksızlığa
neden olduğu, aldıkları puanlara bakılmaksızın iktidarın dünya görüşüne
uygun olanlar sürekli başarılı olurken, iktidarın dünya görüşüne yakın
olmayanların taraflı ve kasıtlı değerlendirmeler üzerinden elendiği ya
da “saf dışı” bırakıldığı çok iyi bilinmektedir. Benzer bir tespiti
yüksek yargı da yapmış, kamuda sadece sözlü sınav ile yapılan atamaların
büyük bölümünü iptal etmiştir.
15 yıllık AKP iktidarı döneminde
“torpil” kelimesi ile eş anlamlı hale gelen ve yüksek yargı tarafından
“objektif olmama”, “taraflılık” gibi gerekçelerle defalarca iptal edilen
“sözlü sınav” uygulamasının sözleşmeli öğretmen istihdamında ısrar
edilmesi dikkat çekicidir.
En yaygın kamu hizmeti olan ve kamu
istihdamının yüzde 52’sini (MEB+Yükseköğretim) oluşturan eğitim
hizmetlerinin düzenlilik ve süreklilik gerektiren bir alan olmasına
rağmen, eğitimde sözleşmeli öğretmenlik gibi belirli süreli ve
güvencesizliğe dayanan istihdam biçiminin benimsenmesinin öğrencilere
de, eğitim sistemine de somut bir faydası olması mümkün değildir.
Öğretmen Atama Sistemi Yeniden Gözden Geçirilmelidir!
Nitelikli bir eğitimin
gerçekleştirilebilmesi için öğretmenlerin yetiştirilme ve atanmaları
sürecinin planlı şekilde işlemesi gerektiği açıktır. 300 bini aşkın
ataması yapılmayan öğretmenin, mesleğini icra edilebilmek için KPSS
barajlarını, doğrudan “torpil” çağrıştıran mülakat sınavlarını, aday
öğretmenlik sınavını ve daha birçok engeli geçmeye çalışması ülkemiz
açısından utanç verici bir durumdur.
MEB’in laik-bilimsel eğitim karşıtı
politika ve uygulamalarının yanı sıra, son yıllarda eğitimde yaşanan
yoğun siyasal kadrolaşma ile en güvenilmez bakanlık haline geldiği bir
dönemde, yine belirleyeceği “Sözlü Sınav Komisyonu” hem sözleşmeli
öğretmen adaylarını sözlü sınava tabi tutacak, hem de bu konuda yapılan
itirazları karara bağlayacak olması büyük bir çelişkidir. Türkiye’de her
zaman büyük bir kuşku ile yaklaşılan sözlü sınavlarda, sözlü sınav
sorularını hazırlayan/hazırlatan ve sözlü sınavı gerçekleştiren
komisyonun, sözlü sınavlara yapılacak itirazları da değerlendirip karar
bağlayacak olması, eğitimde torpil mekanizmasının sözlü sınav üzerinden
daha güçlü bir şekilde işletileceğine yönelik şüpheleri arttırmaktadır.
Herkese Kadrolu ve Güvenceli İstihdam Sağlanmalı, KHK İhraçları İptal Edilmelidir!
Eğitimin vazgeçilmez unsuru öğretmendir
ve eğitimin niteliği, öğretmenin niteliği ile doğru orantılıdır.
Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin mevcut çalışma koşulları ile
öğrencilere ve genel olarak eğitim sistemine hiçbir faydasının olmadığı
geçmiş uygulamalarla somut bir şekilde görülmüştür. Kamu hizmetlerinin
sürekliliği, düzenliliği ve halka daha nitelikli olarak sunulması için
her türlü güvencesiz istihdam uygulamalarından derhal vazgeçilmeli,
herkese kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
MEB “20 bin sözleşmeli öğretmen”
kararını gözden geçirilmeli, ihtiyaç kadar kadrolu öğretmen ataması
yapılmalıdır. MEB’de yaşanan hukuksuz ihraçlar sonucunda 33 bin 65
öğretmenin kamu görevinden çıkarılması ve öğrencilerinden koparılmasının
öğretmen açıklarını daha da arttırdığı açıktır. Hukuksuz ihraçlar
derhal iptal edilmeli, haksızlığa uğrayan öğretmenlerin yeniden
öğrencileri ile buluşması sağlanmalıdır." denildi.
kaynak:egitimsen.org
Hiç yorum yok
Yorum Gönder